EGEMENLİK MİLLETİNDİR!


EGEMENLİK
KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
MENGÜ SİTE :
BİZİM KÜREMİZ

Alternatif küreselleşme hareketleri içinde, yüksek başarı şansının, sadece en örgütlü olanlarda ve sarsılmaz bir amaç birliği doğrultusunda hareket edenlerde olduğunu gördüm.

Çevrecileri, yoksulları işsizleri, işçileri ve bütün barışçıları ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyorum. Ancak ben bütün enerjimi, bilincimi, zamanımı ve çalışmamı artık bir başka alternatif küreselleşme hareketinde odakladım:

ANADOLU-
İDİL-URAL-
ALTAY KÜRESELLEŞMESİ

ANADOLU-İDİL-URAL-ALTAY KÜRESİ

Büyük Kafile'ye katılmak için, kim var diye düşünme!   "

"Ben varım" deyip "HAREKET"E GEÇ! ve SİVİL İNİSİYATİFİN
bir parçası ol;

Çünkü;
EĞER İSTERSEN KENDİ KÜRENDE ve KENDİ DÜNYA DÜZENİNDE 
YAŞAYABİLİRSİN!

 

     www.globalidilaltay.com

Not: Resim ve haritalar, facebook sosyal paylaşım ortamından buraya aktarılmıştır.

Üyelik Girişi

Kerkük’ü Irak Türkleri ölürler, bırakamazlar

Kerkük’ü Irak Türkleri ölürler, bırakamazlar 

Sadun KÖPRÜLÜ

 sadunkoprulu@gmail.com

 

 

 

 Irak Türklerine karşı Saddam döneminde olduğu gibi, bugünde sinsi asimilasyon Politikası bu defa Kuzey Irak yönetimi Barzani, peşmergeler tarafından ağır olarak gündemde yer almaktadır, ERBİL, KERKÜK Türklerine karşı yeni uygulamalar, planlar tüm yöneyle sürmektedir.

 

Son günlerde Türkiye Kürtlerle diyalog kurması, VE Kürt açılımı bunun boyutur , böylece Türkler arka plana alındılar ve unuttular, bu günde üst düzeyde Türki’nin Kürt peşmergeler ile görüşmesi, Kürtler daha fazla güç alda etmek üzere umutlarına kavuşmak için eski dönüşleriyle yine Kerkük’ü gündeme almak üzere tahditler savunmakla, Kuzey ırak’a bağlanmasından söz etmektedirlerTürkmen şehri Kerkük konusunun gündeme gelmesi dünya, ve tüm Türkler tarafından önem taşmaktadır, böylece endişeye kapanmakltadırlar, Kerkük ile ilgili Kürt peşmergelerin açıklama konuşmaları üç milyonun üstünde olan Türkleri tedirgin etmemtedir, ve 14 Temmuz 1959 Kerkük katliamını hatırlatmaktadır, bu dönem Türkler aynı acı, baskı, tehlikeli  durumdadırlar, Saddam dönemi gibi Türkmenlerinin ana haklarına karşı hiçbir ağırlık koyulmamıştır, her gün başka baskılar, planlar, etnik milli soykırımlar sürmektedir.

 

Çünkü Türkiye ne kadar Kürt peşmergeler yönetimiyle ilişki kurulursa da dün olduğu gibi, bugünde PKK teröristlerini desteklemek üzere, her türlü lojistik yataklık kuzey Irak peşmergeler tarafından vermektedir.

 

Kürtlerle olan bu gün bu diyalog Türkmenlerle aynı eşit olmasıyla her türlü yardım, destek verilmesiyle Türkmen eli bölgelerinde yatırım, işbirliği, çalışma, fabrikaların, Türk hastane, okullarının açılması çok önem sağlayacaktır. Kürtlere karşı olan bu özellik taşmakta olan tutumun Irak Türklerine karşı uygulamkla haklarını savunmalı, korumalıdır ve görüş birliği sağlanmakla Türkmen politiksini değerlendirmeli ve desteklemek gerekmektedir.

 

Saddam döneminde anayasada  üçüncü millet olarak yer almayan Türkmenler, bugünde Amerika işgali 9 Nisan 2003 sonra Irak’ın önde gelen kültürlü, efendi, toprak bütünlüğünü savunan milleti olarak ve kurucu unsurlarından olmasına rağmen, ne yazık önemli siyasi, anayasal haklarına kavuşmamdan ana yurtları Kerkük, ERBİL, TELAFER şehirleri üstünde Kürt yönetimleri tarafından her türlü oyunlar oynanmakla, topraklarına, yerlerine el koyularak, her türlü haksızlıklara maruz kalarak kimsesiz hala düşmektedirler

 

Saddam Irak Türklerini yok saymakla, her türlü bahane uydurarak, baskı işkenceler idamlara kalkarak, Türkiye’den bir parça olduklarından dolayı cezalandırılarak, Bağdat hükümeti ise Türkmen politikasın geliştirmeden hep baskıların sürdürmüşlerdir ve tüm sorunların karşısında yalnız bırakılarak, Saddam’ın eski hatalarını olumsuz olarak bugün Kürtler başarmaktadırlar. Bu gibi haksızlığa karşı Türkmenler şehitler vererek, mücadelelerini kanlarıyla sürdürmek için, başkalarınden dah fazla büyük düzeyde yeteneklere sahiptiler ve haklarını savunmak için, kendi milletleri olan Türkiye’nin yanlarına olmasını ve Kerkük konusunun gündemde tutulmasını ve milli mücadelelerine destek verilmesini arzuluyorlar.

 

Yakında Irak’ta olacak genel, yerel seçimlerin bugün Barzani ve öteki Irak’ı yönetenler tarafından yürütülerek, her taraf bir pazarlık içindedirler, artık bu seçimde Türk şehri Kerkük’ün geleceğini belirlemek istiyorlar 31 Ağustos  tarihin ortadan kalkan Kürt referandumu  yerine eşitlik bulmaya uğraşıyorlar Türkmenler Kerkük’te olduğu gibi Türkmenler ERBİL, MUSUL, DİYALA, VASİT, BAĞDAT ve Irak’ın birçok yerlerinde ağırlıkta oldukları belli olmasına karşı, Kürt yönetimi Türkmenlerin toprak bölgelerini Kuzey Irak yönetiminin idari coğrafyasına katılmasına tüm yolları denemektedirler, bu gün Irak işgal altında olarak, istikrar ve güvenliği olmadan Türkmenler tek başlarına acı dertleriyle, yok olma politikasıyla uğraşarak ve Irak’ın işgaline bölünmesine karşı durarak toprak bütünlüğünü savunmaktadır, Kürt yönetimi ise kendi çıkarları için Kerkük petrolünü ele geçirmekle daha fazla pay almak için Kerkük Türkmen şehrini kuzey Irak’a katmaya uğraşmaktadır, ve kendi çıkarları için Irak’ı bölmek , parçalama işbirliği içindedirler Türkmenlerce tüm bu çıkardan önce, Irak devleti bir an önce istikrara kavuşması daha önemli olarak, Türkmenlerde eşit haklarına sahip olmalarını umudunda yaşamaktadırlar.

 

Türkmenler Irak’ta üçüncü millet olarak Kerkük, ERBİL, MUSUL, ALTUNKÖPRÜ, TUZHURMATU, TELAFER ve Irak’ın Türkmen yoğunluğu olan yerlerde dillerinin resmi dil olarak Irak’ın genelinde kullanılması ve eğitim yapılması yanında, ekonomik, ticaret alanında HABUR kapısından yararlanmalı gerekmekle, Ovaköy kapısının açılmasıyla, Türkmenler güçlenmekle yeni projelerini, iş yerlerinin, ticari alanları kurulması ile yeni gelişmeler, istikrar, güvenlik sağlanacaktır.

 

 

Kerkük’te ve tüm Türkmen elinde Irak’ın genelinde önemli görevler Türkmenlere dağıtılmalıdır.

 

Kerkük bir Türkmen şehri olarak, Kürtlerin istekleri gibi, yüzde otuz iki değil yüzde 80 oranının üstünde temsil edilmesi doğal bir haklarıdır, Kerkük, Araplaşmadan, Kürtleşmeden önce yüzde, yüz Türkmen şehri olarak her türlü araç, politika baskı, asimilasyon, katliam, soykırımla Türkleri kendi toprak, yurtlarından uzaklaşmaya çalıştılar.

 

Bir Türkmen şehri olan ERBİL, MUSUL ve öteki  Türkmen yerlerinde Türkmenler yüzde, yüz oranda haklar almalı gerekmektedir

arak Kerkük’te önemli görevler Türkmenlere verilmelidir Kerkük Valisinin ve daire müdürleri ayrıca birçok kuruluşların Türkmenler tarafında yürütülerek Türkiye, Amerika, BM ve Avrupa devletleri, insan hakları baskısıyla, Türkmenler önemli doğal haklarına kavuşmalıdırlar, çünkü Türkmenler Irak’ın kurucu unsurlarından olarak azınlık değildiler, tam olarak bir seçim, sayım yapılırsa türklmenler Irak’ın her bir yerinde bulunmaktadırlar% 30 üstünde Araplaşmışlar, ve Kürtleşmelerdir.

 

Bölgesel Kürt yönetimi NEÇİRVAN Barzani önceki tehditleri ile Mesut Barzani’ni ve Talabani’n tehditleri hiçbir zaman Türkmenleri milli dava mücadelelerinden, ana haklarsından bıktıramadı, uzaklaşmadı, bu uğurda çok sayıda şehitler vererek haklarını almaya kanlarını, canlarını vermeye ön sırada durmaktadırlar.

 

Kerkük bir Türkmen şehri olarak, 700 bin Kürt’ün Kerkük’e haksız yere yerleşmesiyle, Kerkük’te iktidarı Türkmen’den başka hiç kimse de önce paylaşılmaz, Kerküklü olmayalar hiçbir zaman Türkmen bölgesine çözüm getiremezler.

 

Önce Kerkük’e yerleşen peşmergeler Kürtler    derhal Kerkük’ten çıkmaları gerekir, referanduma 140 maddesine karşı olduğumuz gibi, Türkmenlere verilen yüzde 32 ye karşı olarak, artık ortadan kalkan Kürt referandumu tam olarak Aralık ayında gerçekleştirilemedi ve ve hayal kırgınlığına uğramışlardır.

 

Kerkük’te Türkmenler tüm hakların almak için Türkmenlerin yapmış oldukları boykot Türkmen tüm haklarını elde etmek için şartlarını Irak hükümeti, BM ve Amerika’ya bildirmişlerdir, Kerkük yüzde yüz bir Türkmen şehri olmakla, Türkmenler tüm haklarını elde etmekleri ile yüzde 32 formülü değil yoğun olan nüfusları bakımında daha fazlasına sahip olmalarıdır.

 

NEÇİRVAN önceden, tehditler savunmadan   Türkmen şehri Kerkük’e başka yerlerden getirilen yerleşen 700 Kürt peşmergelerin yerlerine dönmelerine karşı durmadan, bir an önce el koydukları Türkmen arazileri, yerlerine geri dönmeleriyle Kerkük’ün özel bir statüye kavuşmasıyla Kerkük’ten Saddam ve sonrası patlama, kaçırma, öldürme olayında yerlerin evlerini bırakan Türkmenler tekrar Türkiye, BM Amerika Avrupa gözetimi altında yerlerine dönmeleriyle doğru yasal seçimler, sayım gerçekleşecektir.

 

NEÇİRVAN düşmancasına besleyen tehdit dolu sözleriyle, Araplarla anlaşmadan konuşarak iktidarı Araplarla paylaşacağını söyleyerek, Kerkük’ün öz be öz sahibi olan Türkmenleri arka plana da tutmaktadırlar.

 

NEÇİRVAN’İN hiçi bir hakkı Kerkük’te olmadığını iyi bilmelidir ve iyice düşünmelidir.

 

Çünkü Kerkük’ün durumu, konusu yalnız ve yalnız Türkmenleri ilgilendirmektedir.

 

ERBİL, MUSUL, KERKÜK DİYALA ve onlara bağlı Türkmen köy ilçeleri Türkmenlerin toprakları, yurtlarıdır.

Türkmenler şimdiye kadar Süleymaniye,   Dahuk, Zaho, Basra,          Selahattin, Bağdat ilgili ile konuşamadılar, hiç söz açmadılar. ilgilenmediler

Oralarda o topraklarda hiçbir hak istemediler, onlarda Türkmenlere haklar verilsin diye söylemedik, konuşmadık, buna dair NEÇİRVAN Barzani’nin konuşması Türkmenleri ilgilendirmektedir, Kerkük bir Türkmen şehri olarak NEÇİRVAN Kerküklü olmadığı için Kerkük içişlerine katılmasal karışması hiçte yasal olmayacaktır. Çünkü burada nasıl olursa bir Irak hükümeti ve yasa vardır, Kerküklü olmayanlar Kerkük’ün biyografisi, statüsü ilgili hiçte konuşamaz.

 

Kerkük Türkmen şehridir, ne Kürt nede Arap şehri değildir ve hep Türkmen şehri kalacaktır.

 

Bizler Türkmenler olarak ve Kerkük Türkmen şehrine özel statü isteyerek, yoksa da Bağdat başkentine bağlanmasıyla, kuzey Irak’a katılmasına her bir yönüyle karşı durarak, Kerkük’te yaşayanlar Kerkük’ün konusuyla, durumuyla ilgilenmelidirler,

Kerkük’ün demografik yapısı değiştirmeye kalkan Kürt peşmergeler yönetimi referandum yapılacak diye 140 maddesini ortaya atarak önkoşullarda bu maddeye bağlı olan Nüfus sayımı ve normalleştirme ile ilgili bugüne kadar bir gelişme olmadan, Türkmenlerin mal, mülk arazileri ellerine verilmeden ve günümüze kadar Saddam döneminde, Saddam’dan sonra Kerkük’e yerleşen yüz binlerce Araplar ve Kürtler kendi yerlerine dönemeden, nasıl bir seçim, bir sayım olacaktır.

Bizler ortadan kalkan, yok olan referandumu tanımayız.

 

Söz konusu yüzde 32 paylaşım Türkmen, Arap, Kürt, Hıristiyanlar arasında olacaktır, o zaman bu yöntem, yönetim paylaşmalar Irak’ın her yerinde bulunan Türkmenleri kapsamalıdır, özellikle EERBİL, MOSUL, DİYALA, SELAHATTİN, ve Türkmenlerin yaşadığı velayetlerinde, köylerinde, ilçelerinde uygulanmalıdır.

 

Her bakımdan Türkmenler Saddam döneminde oldukları gibi, bugünde ana haklarına kavuşmadılar ve birçok durumları çözülemedi.

 

Bugün baktığımızda tüm Türkmen bölgeleri yanında, Hıristiyanların yaşadıkları bölgelerde Kürt yönetimi eli altında kendi yerleri, toprakları olduklarını bildirmektedirler, bugün kuzeybatıdan başlayarak Dahuk, Erbil ve Süleymaniye, Sincar Telafer, Mahmur, Şirvan Kalesi, Karatepe, Hanekin ve Mandallı, İmadiya, Bakşika, Karakuş, Şihan, Şehraban, Telkif, Hemdaniya, Akra, Beledroz, Şebekler gibi, ayrıca çok sayıda Hıristiyan, Yezidi, topraklarına, yerlerine toplu olarak Kürtleştirmekle, Süleymaniye, Erbil, Dahuk, Musul’a bağlı birçok ilçe köyler baskıyla Kürt peşmergeler yönetimleri bağlanmıştır.

Ve baskılar her yönüyle artmaktadır.

 Kürtler bir yandan 450 kilometrelik bir alanı İşgalci Amerika yardımı ile Kuzey Irak yönetimine

Katmışlardır.

Öte yandan Araplar Irak’ın güneyin İran’a bağlamaklar İran hükümeti güneyde istediği gibi yönetimini sürdürmektedir hiçbir kimsedn bile ses çıkmamaktadır.

 

Böylece NEÇİRVA Barzani, BERHAM Salih’in son açıklamasına tehditleri güç ve siyasi otoritenin sonucuyla Türkmen şehrini ele geçirmeleri bir hayal olarak, hiçbir zaman gerçek olamayacaktır.

 

Kerkük Irak Türklerin anayurdu,

Gönülleri, başkentleri, milli topraklarıdır, bu topraklar Türk toprakları olarak, onu tüm düşmanlara, hainlere, işbirlikçilere karşı savunacaklardır, son damla kanları kalıncaya kadar, Kerkük ne Saddam tarafından zorla yerleştirilen Araplar, nede Amerika, İsrail, İngiliz tarafından bugüne kadar kullanılan Kürt peşmergelerin olacaktır.

 

Bizler Irak Türkleri olarak ölürüz, bir karış, bir parça Kerkük, Türkmen eli topraklarına sahip çıkarak, kanımızla, canımızla bu uğrunda yüzlerce şehitler, verdik,  vererek, milli dava mücadelemizi sürdürerek, hiçbir düşmanlara baş eğmeden milletimizi, topraklarımızı, yerlerimizi koruyacağız, koruyacağız.

Ve hiçbir düşmanlara vermeyeceğiz ölürüz bırakmayacağız.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

 23 nisan 1920

**SİTEMİZİN ANDROİD UYGULAMASI
Takvim
Saat
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam22
Toplam Ziyaret169191